4 Ağustos 2011 Perşembe

Kulenin Hanımı

Akşamki tanışma partisi planlandığı gibi gerçekleşti. Ayça'nın hala sosyal olmak konusunda şüpheleri vardı ama bir yandan da ev halkını yakından görüp kuleye girip çıkanın kim olduğunu tahmin etme oyunu oynamak istiyordu.

Büyük, dikdörtgen masayı girişteki koca salona kurdular. Ayça, Bora'nın masanın etrafındakileri kuşku dolu bakışlarla süzdüğünü görebiliyordu. Kulenin zeminine çizilmiş pusula gülü ve takımyıldız sembollerini içlerinden hangisi çizmiş olabilirdi? Hayatında ilk kez gördüğü bu insanlardan biri kesinlikle kuleye girip çıkıyordu. Belki de orada bir takım ritüeller yapıyordu. Ve sonra yerleri temizliyordu. Yoksa ikiyüz yıl boyunca ayak basılmamış bir yerin tozlarla kaplı olması gerekirdi. Oysa ne yerde, ne de eşyaların üzerine bir zerre toz vardı. Biri kuleye çok çok iyi bakıyordu. Ama hangisi?

Bora, aşağı inmeden ev arkadaşları hakkında ufak bir brifing vermişti.

-Onur bizim fakülteden fizik'te asistan. Evdeki en mantıklı, en sağduyulu, en ayakları yere basan adamdır. Emre ressam. Hiç konuşmaz; garipseme. Biz dilsiz olduğunu düşünüyoruz ama Meryem ile konuştuğuna dair söylentiler var. Meryem tam bir kaçık. Hiçbir şey sorma, görünce anlarsın. Öykü ve Aşkın Yoga eğitmenleri; sevgililer. Selim heykeltraş, Hakan bilgisayar mühendisi. Bu ikisinin tek derdi karı kız. Şimdi sana da yazılacaklar ben de katil olacağım.
-Sen beni kıskanıyor musun yoksa?
-Yok artık! Adamlar sınır tanımıyor yahu. Cesaret etseler beni bile düzecekler. Seninle ilgili de fantaziler kurmalarına gerek yok.

1 yorum:

  1. hahaha selim ve hakan'ın gözü dönmüş; bora eğilnmeye korkuyordur :D aman ayça'ya bir şey olmasın meraklandım şimdi =)

    YanıtlaSil